Türk Kültürü Gerçekte Ne Gibi Özellikler Taşır?
Küreselleşme ile dünya küresel bir köyGünümüzde pek çok farklı kültürle geçmişe göre çok daha fazla etkileşim halinde olduğumuzu söylemek yanlış olmaz.
Tam da bu nedenle sosyolog Geert Hofstede, kültürel çeşitliliğin yüksek olduğu ortamlarda kültürün iş ortamı üzerindeki etkisini belirlemek için IBM çalışanları üzerinde bir çalışma yürütmüştür. yaptığı iş ile kültürel boyutlar teorisiHofstede’nin çalışması 76 ülkeyi kapsıyor ve 2001’den beri düzenli olarak güncelleniyor.
Hofstede’ye göre kültürlerin nitelikleri 6 temel boyutta incelenir.
Bu boyutlar güç mesafesi, bireycilik/kolektivizm, erkeklik/kadınlık, belirsizlikten kaçınma, uzun/kısa vadeli odakVe kısıtlama/hoşgörüolarak anılır.
Teorik olarak bahsedilen boyutlar açısından her kültür 0 ile 100 arasında Puanlanır ve aldığı puana göre o kültürün hangi sınıfa ait olduğu belirlenir. Örneğin, erkeklik/dişillik boyutunda 50’nin üzerinde puan alan kültürler erkeksi, 50’nin altında puan alan kültürler ise dişil olarak kabul edilir.
Bu bağlamda teorinin detaylarından çok teoriye odaklanıyoruz. Türk kültürünün değerlendirilmesi düşüneceğiz. Hofstede’nin teorisini detaylı incelemek isterseniz aşağıdaki içeriğe göz atabilirsiniz.
Türkiye “güç mesafesi” boyutundan 66 puan alarak güç mesafesi yüksek kültürler kategorisine giriyor.
Güç açığı boyutu, popülasyondaki bireylerin ortalaması eşitliği temsil eder . Bu boyutta yüksek puanlara sahip ülkeler, daha düşük orta-birey eşitliğine sahip görünmektedir. Yani bu bir nevi toplumdaki tabakalaşmatemsil ettiğini söyleyebiliriz.
Hofstede’ye göre Türk üslubu; Üstlere ulaşmanın zor olduğu, ideal işverenin baba figürüyle ilgili olduğu, bağımlı, hiyerarşik bir yapıdır.
Hiyerarşi yüksek güç eşitsizliği Toplumu sınıflara ayırır. Yani güç ilişkilerinin yüksek olduğu toplumlarda herkesin bir statüsü vardır.
Bu tarz kültürlerde güçtür. merkez mi Ve katı kurallar var. Örneğin, büyük bir güç boşluğuna sahip kültürler, kıdemsiz ve kıdemli çalışanlar arasında rahat bir bağlantıya sahip görünmüyor.
Bireycilik/toplulukçuluk boyutundan 37 puan alan Türkiye, toplumcu bir kültüre sahiptir.
Bu boyutta yüksek puan alan kültürler bireyseldir, düşük puan almak ülkeler kolektivisttir. Kişisel kültürlere kıyasla kolektivist kültürler için “ben” değil “Biz”önemli.
Kolektivist kültürler hayatlarını çoğunlukla kendilerini değil içinde bulundukları grubu düşünerek yaşarlar.
Yani Türkiye gibi kolektivist kültürler sadece kendileriyle ve yakın çevreleriyle değil, içinde bulundukları toplumlarla da ilgilidirler. sosyal yapı ilegüçlü bir bağı vardır.
Hofstede’ye göre, bu tarz toplumlarda temas net değildir ve konular genellikle dolaylı olarak tartışılır. Bulundukları gruba sadakat değerlidir ve bu nedenle torpido, adam kayırma vb.durumlar mümkündür.
Erkeklik/dişillik boyutunda 45 puan alan Türkiye, kadın kültürü olarak sınıflandırılmaktadır.
bu boyut yüksek puan, erkeklik; düşük puan, kadınlık temsil etmek. Maskülen toplumlarda materyalist ve rekabetçi bir yapı görülürken, feminen toplumlarda görülür. ilişkiler daha değerlive uzlaşmacı bir yapıya sahiptir.
Feminen kültürlerde alçakgönüllülük ve şefkat gibi maliyetli değerler sıklıkla ön plana çıkar.
Türkiye gibi feminen kültürlerde, başkalarıyla ilgilenVe düşene ulaşmak Hassas durumlar değerli bulunur. birçok kişiyle anlaşarak çatışmalardan kaçınmakve hayattan zevk almak kadınsı kültürler için daha pahalıdır.
Türkiye belirsizlikten kaçınma endeksinde 85 puanla oldukça yüksektir.
Bu boyut temel olarak bireylerin bilinmeyen durumlardan kaçınmasını sağlar. rahatsızlık derecesi ölçüm. Yüksek skorlu kültürlerde yeni fikirlere karşı isteksizlikve istikrarlı toplumsal normlar, düşük puanlı kültürler, rahat ve açık fikirli bir doğa gösterir.
Hofstede’ye göre Türkiye’de Allah isminin çok kullanılmasının nedeni sadece dindarlık değil!
Hofstede’nin insanları kaygıyı azaltmak“Allah” isminin dini yönüne ek olarak, ritüelleri ve bazı durumlarda kaygı ve gerilimi azaltmak için de kullanmıştır. sosyal modelolarak da kullanılır.
Ek olarak, yüzsüzlükten kaçınma indeksi yüksek olan kültürlerde, yüzsüzlüğü en aza indirmek gerekir. katı kurallar gerekligörülür.
Uzun/kısa vadeli odaklanma açısından Türkiye 46 puanla orta sırada yer alıyor.
Bu boyut temelde planlar ve hedefler Kısa vadeli veya uzun vadeli gerçekleşmesini ifade eder. Uzun vadeli yönelimli kültürler genellikle yatırım yapma eğilimindedir. Kısa vadeli odaklı kültürler genellikle hızlı sonuç alodaklanmışlardır.
Hofstede’ye göre Türkiye bu boyutta orta puana sahip olduğu için her iki kategorinin de özelliklerini taşıyor ve net bir puana sahip. Sınıflandırma mümkün değil.
Türkiye, itidal/hoşgörü boyutunda 49 puanla ortada kalarak belirgin bir karakteristik özellik göstermemektedir.
bu boyut yüksek puan, tolerans; düşük puan varsa kısıtlamatemsil etmek.
Hoşgörülü sınıfa giren kültürlerde daha çok hayattan zevk alma ve eğlenme kavramları söz konusudur. daha rahat bir tutumGörülürken, kısıtlayıcı sınıfa giren kültürlerde bu durumun tam tersi olarak işlediği görülmektedir.
Hofstede tarafından ortaya atılan teoriye göre Türk kültürünün değerlendirilmesi sizin için yazdık. Sizce Türkiye hangi yönlerden diğer kültürlere benziyor? Yorumlarda belirtmeyi unutmayınız.